Tüberküloz Hastalarında Doğrudan Gözetim

Halk Sağlığı Müdürlüğüne bağlı Merkez Toplum Sağlığı Merkezi tarafından, Tüberküloz hastalarında Doğrudan Gözetim Tedavisi hakkında eğitim toplantısı düzenlendi.

PAYLAŞ
KANAL28.TV - Kanal 28

Halk Sağlığı Müdürlüğüne bağlı Merkez Toplum Sağlığı Merkezi tarafından, Tüberküloz hastalarında Doğrudan Gözetim Tedavisi hakkında eğitim toplantısı düzenlendi. Eğitim, Tüberküloz İl Koordinatörü Dr. Derya Bayburtlı tarafından, Toplum Sağlığı Merkezlerinde çalışan Doğrudan Gözetim Tedavi Sorumlu personellerine verildi. 

Tüberküloz İl Koordinatörü Dr. Derya Bayburtlı; ”Tüberküloz halen tüm dünyada bir halk sağlığı sorunu olarak önemini korumaktadır. Dünyada toplamda verem hastası sayıları yıllar içinde artarken Türkiye'de veremle mücadele konusunda uygulanan başarılı çalışmalar ile hem verem hastalığına yakalananların hem de veremden dolayı hayatını kaybedenlerin sayısı ciddi oranda düşmektedir.

Doğrudan Gözetimli Tedavi Nedir?
Dünya Sağlık Örgütü tarafından verem kontrol programları için önerilen tedavi yöntemi Doğrudan Gözetimli Tedavi (DGT)'dir. DGT, verem hastasının tüm tedavisi boyunca ilaçlarının her dozunu bir görevli ya da sorumlu kişinin gözetiminde içmesi ve hastanın ilacını bir görevli nezaretinde içtiğinin kaydedilmesidir. DGT uygulamalarında her aşamada yapılması gerekli olan denetim ve değerlendirme, başarı oranlarını artırmaktadır.

Doğrudan Gözetimli Tedavi Neden Gereklidir?
Verem hastalığı hava yolu ile bulaşan bir hastalıktır. Hasta ile aynı havayı/ortamı belirli bir süre paylaşmak verem hastalığının bulaşması için yeterlidir. Toplumda enfeksiyonun yayılmasını engellemek için mutlaka bulaştırıcı olguların tedavi edilmesi gereklidir.

DGT uygulamasının temel nedeni, hastaların genellikle tedaviye uyumsuz olmalarıdır. Verem hastalarının tedavileri en az 6-8 ay (ilaç direnci olan vakalarda bu süre uzayabilir) olmak üzere uzun bir zaman almaktadır. Tedavi sürecinin uzun olması ve tedaviye başladıktan sonra hastaların bir-iki hafta içerisinde iyileşme belirtileri göstermelerinden dolayı verem hastaları tedavilerini yarım bırakabilmektedirler. Böylece hastalarda nüks, çok ilaca dirençlilik, kronikleşme gibi istenmeyen sonuçlar görülebilmekte, tedavi süreci uzayabilmekte ve bu hastalar toplum açısından bulaşma kaynağı oluşturabilmektedirler.

DGT dışı uygulamalarda; ilaçlar hastalara aylık ya da iki aylık periyotlarla paketler halinde verilerek hastalardan kendilerine verilen bu ilaçları tam ve zamanında alması istenmektedir. Ancak hastalara toplu olarak ilaç verilmesi ve bu ilaçları düzenli bir şekilde kendilerinin alması şeklinde uygulanan bu yöntem hastaların bazılarının tedavilerini tamamlamamalarına sebep olmaktadır. Ayrıca düzensiz tedavi kullanan hastalarda ilaç direnci ortaya çıkmakta ve bulaştırdıkları kişilere de bu ilaca dirençli basilleri nakletmektedirler. Bazı hastalar kronik hastalar haline gelmekte ve tüberkülozdan ölümler artmaktadır.

DGT uygulamaları ile tedavi başarısı ve kür oranları artarken hastalık insidansı düşmektedir. Ayrıca bununla birlikte nüks oranları, ilaç direnci oranları da düşmektedir. Etkili ve başarılı bir tedavi için, aktif olarak hastalara ilaç içirmek gereklidir” dedi.

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN